kolon-hidroterapi

Kolon (kalın barsak) mide barsak sisteminin en son kısmıdır. ‘Hidroterapi’ ise suyla yapılan tedavi demektir. Kalın barsakların temizlenmesi işlemi olup, hem sindirim kanalına ait fonksiyon bozukluklarında hem de bağışıklık sistemi hastalıklarında önemli bir destek tedavisidir. Kolon hidroterapi cihazı ile insan beden ısısında kontrollü basınçta verilen su aracılığıyla kalın barsaklar temizlenir. Mide ve ince barsak pasajını geçen besinler en son olarak kolonda işleme tabi tutulur ve içinde bulunan önemli besinler emilerek kana karışır. Kronik kabızlıkta ve barsakların iyi çalışmadığı durumda kolon cidarında sürekli artıklar birikir. Bu artıklar (mukoid plak) kolon cidarına yapışır ve kolonun duvarında bulunan mikroorganizmaların (floranın) değişmesine neden olurlar (otointoksikasyon). Bedenimizin zehirlenmesine en sık neden olan durum barsakların iyi çalışmaması sonucu kanda biriken toksinlerdir. Kolon hidroterapi yetişkinler ve çocuklarda bedeni oluşan toksinlerden temizlemektedir.

TARİHÇESİ

Barsak temizliği, insanoğlunun binlerce yıldan beri hastalıklarının tedavisi için uyguladığı bir arınma yöntemidir. Örneğin 4000 yılı aşkın bir tarihi olan yoga öğretisinde barsak temizliğinin genel sağlık için önemi vurgulanmaktadır. Basti yoga öğretisinde barsak temizliğinin, Jala Basti de bu amaçla gerçekleştirilen barsak lavmanının adıdır.

Tarih boyunca barsak temizliğinin çeşitli şekilleri vücuttaki zehirleri atmak ve kronik hastalıkları tedavi etmek için kullanılmıştır. Milat öncesi zamanlara ait Mısır papirüslerinde yazıldığı gibi, insanoğlu bağırsağa zaman zaman at sütü, eşek sütü, bal, sirke, zeytinyağı, sarımsak gibi doğal gıdalar vererek şifa aramıştır. Binlerce yıldan beri bilinen barsak temizliğinin en modern ve en etkili şekli kolon hidroterapidir.

Antik çağ tıbbında vücudun ürettiği atıkların, zehirlerin sıklıkla barsaktan kaynaklandığına ve diğer organlarda da hastalık yaratacağına inanılırdı. Bunları temizlemek için lavman kullanılırdı. Milattan önce 16 Yüzyıla ait bir Mısır papirüsünde kötü sindirilen gıdalar tarafından üretilen zehirli maddelerin barsaktan kan dolaşımına geçerek uzak organlarda bile rahatsızlık yaratacağından bahsetmektedir. 1900'lerin başlarında bir İngiliz cerrah olan Sir William Arbuthnot Lane kalın barsakların içeriğinin durgunlaştığı zaman, zehirli maddelerin daha kolay emilir hale geldiğini ve kronik rahatsızlıklara yol açtığını düşündü. Sonuç olarak, geniş bir yelpazedeki bozukluklara (artritden hipertansiyon ve cilt patolojilerine) sahip hastalara kapsamlı kolektomi ameliyatı (kalın bağırsağın çıkarılması) yaptı. Aynı yıllarda İngiliz Tıp Dergisi, fekal duraganlığın kolon bakteriyel florasını değiştirdiğini ve böylece sistemik etkileri olan toksin üretimine (anaerob veya koliform) sahip bakterileri desteklediğini söyleyen bir makale yayınladı.

Hastalığın nedeni olarak “otointoksikasyon” kavramı daha sonra modern tıbbi araştırmalarda yeterli kanıt üretmediği için terk edildi, bu konu bilimsel çevrelerde ateşli tartışmayı başlattı. 1997'de “Kolonik sulama ve otointoksikasyon teorisi”, “bilime karşı cehaletin zaferi” olarak tanımlandı ve bunu uygulayanlar, ekonomik çıkarları maskeleyen sahte ve eskimiş inançlara sahip olan şarlatanlar olarak kabul edildi. Bilimsel topluluğun sert eleştirilerine rağmen, kolonik lavaj uygulaması derin bir şekilde kökleşmiş ve çeşitli araçların (yerçekimi kuvveti ile olanlardan karmaşık ve pahalı kolon hidroterapi makinesine kadar uzanan) yaygın olarak kabul görmeye devam etmiştir. Daha da ileri giderek, birçok hastanın bu işlemi talep ettiğini ve doktorların uygulandığını söyleyebiliriz. Bugün, “içeride temiz - dışarıda güzel olan’’ sloganı, moda dünyası, uluslararası jet sosyete ve iş dünyasından büyük destek aldığını söyleyebiliriz. Merkezler hem estetik nedenlerle (cildi daha güzel hale getirir!) hem de genel bir sağlık duygusu elde etmek için kolon lavajı sunarken, geniş bir yelpazede masaj, hamam, sauna ve sıpa terapileri sunarlar. Sadece Milan şehrinde, ayda en az bir kez kolon hidroterapi seanslarına giren yaklaşık 2000–3000 kişi var. Gastroenterolojinin uluslararası Roma III Tanı Kriterlerine uyan hastaların yanı sıra bu işlemin kendi başına iyi olduğuna inanan kişiler tarafından istenir fakat aynı zamanda bir veya daha fazla barsak bozukluğu ile ilişkilendirilen çok sayıda hasta tarafından da talep edilir. Nosoloji ve tanı açısından kesin, açık anatomik ve patolojik durumu takip etmeyen semptomlarda kullanılır. Bu durum ‘barsak lavajı” geçirenler tarafından algılanan inkar edilemez memnuniyetin göz önünde bulundurulması gerektiği kadar yaygındır. Başka bir deyişle, spekülatif menfaatler ve ağızdan ağza endikasyonları ile desteklenen bir yanlış bilgilendirme kampanyasının meyvesi değildir. Bu düşünceyi göz önünde bulundurarak, bunun faydasız ve hatta tersine çevirici, zararlı bir işlem olduğu fikrine tedbirli yaklaşmalıyız.

Ayrıca bazı kontrollü çalışmalarda kabızlık ve fekal inkontinansta geleneksel tedavi yaklaşımları ile karşılaştırıldığında, kolonik temizliğin etkisinin özellikle semptomlar ve yaşam kalitesi açısından en büyük faydayı sağladığı ortaya çıkmıştır. Ancak bir şüphe gölgenin ötesinde, yakın zamanda yapılan bir Hollanda çalışmasında kolonik irrigasyonun tedavi edilemeyen defekasyon bozuklukları için etkili bir tedavi olduğunu ve başka bir makalede fonksiyonel bozukluklara sahip hastalar için olduğu gibi yeterli veriyi sağladıklarını ileri sürmektedirler. Dahası, bazı gözlemler “otointoksikasyonu” hatırlatan mekanizmaların ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Şiddetli kabızlığı olan 57 hastada yapılan bir çalışmada, immün aktivasyon gösteren yüksek sayıda CD3, CD4 ve CD25 sayıları, artmış spontan lenfosit proliferasyonu ve ovoalbumin dahil olmak üzere birçok göstergede artma saptanmıştır. Bu aktivasyon, kabızlık laksatifler ile giderildiğinde normalleşmeye eğilimlidir. Yazarlar kabızlığın fekal florada, barsak geçirgenliğinde ve sistemik immün yanıtta çarpıcı değişikliklerle ilişkili olduğu sonucuna varmışlardır.

20. yüzyılda barsak temizleme konsepti “barsak banyosu” adı altında üniversiteler dahil bütün tıpta kullanılsada, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra barsak banyosu unutulmaya başlandı. 1970’li yıllarda şeker, kilo, tansiyon, depresyon, romatizmal hastalıklar, astım ve cilt hastalıkları gibi kronik hastalıklar artınca barsak temizliği ana tedavi olarak tekrar gündeme geldi. 1980’li yılların başında barsak banyosu kavramı geliştirilerek kolon hidroterapi adıyla uygulanmaya başlandı.

Modern Kolon Hidroterapi

Tedavisi yüzyıllar boyunca birçok şekil almış olmasına rağmen tedavinin özü aynı kalmıştır; atık maddeleri temizlemek için barsakları ılık suyla etkili bir şekilde yıkamak. Modern kolon hidroterapide, kolonu hızlı ve kolay bir şekilde temizlemek için temiz, filtrelenmiş suya sahip, hijyenik kapalı sistemler kullanılmaktadır buda işlemi güvenli, etkili ve rahat hale getirmektedir. Birçok insan sağlıklı beslenme, stres yönetimi ve düzenli egzersiz gibi diğer sağlıklı yaşam tarzı seçimlerini tamamlamak için düzenli olarak kolon hidroterapi yaptırmaktadır.

Şekil 1. Kolon hidroterapi makinası

Kalın barsak, bedenimizdeki katı atıkların atıldığı kanaldır. Günümüzde tıbbi literatürde hiç tartışma olmayan bir konu vardır ki, o da besinlerin emilimi ve atıkların atılabilmesi için temiz bir bağırsağa ihtiyaç olduğudur. Sağlıklı çalışan bir barsak, sağlıklı bir arınmanın da ön koşuludur. Günde 1-2 defa tuvalete çıkıyor olmak normaldir, ancak kişinin kolon hidroterapiye ve arınmaya ihtiyacı olmadığını göstermez. Sağlıksız bir beslenme, çevresel kirlilik sebebiyle gıdalardaki yapışma özelikleri yüksek atıklar (kimyasallar, ilaçlar, plastik vs), sağlıksız bir yaşam tarzı kalın bağırsağı zayıflatır, fonksiyonları bozar, kolon duvarlarında atıklar birikmeye başlar ve bu atıklar sağlıksız bakterilerin üremesine neden olur. Kolon atık maddelerle, bakteri, mantar, virüsler, parazitler ve ölü hücresel materyallerle dolduğunda, sonuç bağırsağın kendi zehrini emmesidir. Bu enflamasyonun kolon yüzeyinin hasarlanması ve besinlerin normal emilimi, salgılama fonksiyonu ve kolonun normal kasılma fonksiyonları zarar görür. Bunlar da başka sağlık problemlerine ortam yaratır. Vücudumuzda yaklaşık 1014 mikroorganizma vardır. Bu rakam vücudumuzdaki toplam hücre sayısından 10 kat daha fazladır. Mikroorganizmalar en çok GİS, deri, genitoüriner sistem ve solunum sisteminde bulunur. Kolon, tek başına vücudumuzdaki mikroorganizmaların %70’ini barındırmaktadır. GİS’de 400’den fazla bakteri türü kültüre edilebilmiştir. Bu konunun önemi güncel tıbta giderek artmaktadır ve hatta Fekal mikrobiyota transplantasyonu (FMT) klasikleşmiş tedavi olarak çok çeşitli hastalıklarda kullanılmaktadır. FMT terminolojideki diğer isimleriyle fekal bakteriyoterapi, fekal transfüzyon ve gaita transplantasyonu, sağlıklı bir donörden alınan gaitanın, alıcının gastrointestinal sistemine yerleştirilmesi işlemidir. FMT sıklıkla kullanıldığı ve başarılı sonuçlar elde edildiği hastalıklar; C.difficile’ye bağlı psödomembranöz enterokolittir, irritabl barsak sendromu, kronik diyare,  konstipasyon, kronik yorgunluk sendromudur ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir. FMT nadir ve deneme aşamasında kullanıldığı hastalıklar; Tip-1 ve Tip-2 Diyabetes Mellitus, obezite (şişmanlık), insülin rezistansı, idiyopatik trombositopenik purpura, ateroskleroz (damar sertliği), kolelithiazis (safra hastalıkları), Ailevi Akdeniz Ateşi, otizm, miyoklonik distoni, Multipl skleroz, Parkinson hastalığı, Hepatik ensefalopati, Çölyak hastalığı, Hashimato tiroiditidir. Kolon hidroterapi yaygın kullanım amaçlarıyla benzer hastalıklar mevcuttur. Kolonun tamamının güvenlikli bol temiz su ile etkili bir şekilde yıkanılmasının diğer barsak destekleyici tedaviler ile birlikte oldukça yararı olacağı açıktır.

Tecrübeli ve bilgili bir terapistin eşliğinde yapılan kolon hidroterapi arınma programlarında son derece konforlu ve etkili bir uygulamadır. Barsaklardaki mukoid plakın atılmasını sağlar. Kolon hidroterapi arınma programı esnasında her gün bile uygulanabilir. Eğer barsaklarınız iyi çalışmıyorsa, onların işi diğer arınma organlarına kalacaktır. Örneğin bazı cilt problemleri bu sorundan kaynaklanabilir. Arınma programlarında ciltte rastlanan kaşıntılar ve kızarıklıklar da bedenin yoğun bir arınma süreci yaşadığının işareti olabilir.

Kolon hidroterapinin etkisini arttırmak için uygulama esnasında sürekli olarak kalın barsak masajı yapılır. Böylece hem su bağırsağın derin kıvrımlarına kadar ulaştırılmış olur, hem de bağırsağın boşalması desteklenmiş olur. Kolon hidroterapi yaptıran kişiler bu terapiyi basit bir lavmana göre daha rahat ve konforlu bulmaktadırlar. Çünkü bu işlemde kişinin ıkınması ve kasılmasına gerek olmayıp barsak otomatik olarak boşaltılmaktadır.

Kolon hidroterapinin uygulanış şekli

 Bir kolon hidroterapi seansında bir sedye üzerine yatırılan kişiye ince rektal bir tüp yerleştirilmektedir. Bu tüp, suyun ısısını, hacmini ve verilme frekansını ayarlayan bir cihazla birleştirilerek yaklaşık 30-35 dakika süreyle kişinin bağırsağı suyla doldurulup boşaltılmaktadır. Kolon hidroterapi, tek kullanımlık sarf malzemesiyle ve son derece hijyenik bir ortamda yapılan konforlu bir uygulamadır. Barsak yıkaması genelde 37-38 0C derecelik suyla ve arada bir kısa süreler için verilen 250C derecelik suyla yapılmaktadır. Bu şekilde barsak uyarılarak hem düzleşip şişmesi önlenmekte, hem de bağırsağın dolaşımı arttırılarak kasılma gücü arttırılmış olmaktadır. Kolon hidroterapiyle barsak kıvrımlarında biriken atık maddeler verilen suyla birlikte boşaltılarak temizlenir. Böylece sağlıklı bir barsak florasının oluşmasına ortam hazırlanmış olunur. Kolon hidroterapiyle kalın barsak tamamen temizlenir. Enema gibi uygulamalarsa, sadece sigmoid kolonu temizler ki, bu bağırsağın ilk 20-30 cm’ sidir.

Kolon hidroterapi öncesinde hafif ve az yenmesi önerilir. Seans sonrasında besleyici yiyecek ve içecekler (sebze çorbası, meyve ve sebze suları) önerilir. Kolon hidroterapinin etkisini arttırmak için ozon tedavisi, masaj, egzersiz gibi uygulamalarla bir arada yaptırılması önerilir. 

Sindirim sistemleri nasıl çalışır?

İnsan sindirim sistemi, uçtan uca 600 cm’ den fazladır ve kalan atıkları elimine etmeden önce yediğiniz yiyecekleri vücudunuzun ihtiyaç duyduğu beslemeye dönüştürür. Tanıdık sindirim sorunlarına neden olan, kolayca bozulabilen karmaşık bir işlemdir.

Mide ve ince barsak Mide ve ince barsakların ana rolü, yiyeceğinizdeki beslenmeyi parçalamak ve emmektir. Bu çiğneme ve çalkalama, asit ve enzimlerin salınımı dahil mekanik ve kimyasal işlemlerle yapılır. Karışım ince bağırsağı terk ettiğinde, vücudunuz mevcut besinlerin% 95'ini emmiştir.

Kalın bağırsağın rolü, su ve besin maddelerini son kalanları emmektir. Kolon ayrıca, bu atıktaki sindirim asitlerini ve enzimleri etkisiz hale getirerek güvenli boşalma sağlar böylece vücudunuzdan herhangi bir hasara yol açmadan geçebilir. Kolondaki bakteriler, biyotin ve K vitamini gibi temel vitaminleri üretmek için atıklarla birlikte çalışırlar. Ayrıca, atıkları her gün yaklaşık 1,5 Litre gazı fermente ederler.

Sindirim sorunları
Yiyecekler için normal geçiş süresi yaklaşık 24 saattir ve barsaklarınızı günde en az bir kez hareket ettirmelisiniz. Transit süresi çok hızlı olduğunda ishale veya çok yavaş olduğunda kabızlık veya şişkinliğe neden olan sorunlar meydana gelir. Bu, zayıf beslenme, hastalık veya enfeksiyonların yanı sıra egzersiz eksikliği, düzensiz yeme ve eksik yemekler gibi yaşam tarzı faktörlerinden kaynaklanabilir. Kolon hidroterapi, kolonunuzu normal bir şekilde tekrar çalışmaya teşvik etmenin harika bir yoludur. Terapistiniz, vücudunuzla yeniden bağlantı kurmanızı ve gelecekteki sorunları önlemek için ihtiyaç duyduğunuz değişiklikleri yapmanız için sizi teşvik eder.

Barsak ve akıl
Fiziksel nedenlerin yanı sıra, sindirim sorunları da stres ve duygusal sorunların sonucu olabilir. "İçime attım", "bundan midem bulandı", "karnım şişti" veya "midem taş gibi oldu", ‘’içime sindiremedim’’ , ‘boğazıma düğümlendi’’ ve argoda kullanılan daha birçok cümle normal sindirimimizi olumsuz yönde etkileyebilecek şekilde güçlü duygusal bir bağ olduğunu anlatır.


kolon-hidroterapi

How does colonic machine work?

With a mineralizing and filtering device, tap water will be mineralized and filtered in to micromolecule active water, which can add microelement into water that human body needs. After filtering, the mineral water will be heated into 37℃ with a heating device. Then the water will be infused into human’s colon with a attached hydrotherapy nozzle. The water will attenuation and dissolve the waste in the colon. Meanwhile the water will stimulate the intestinal tract to wriggle and the waste mixture will be excreted out of body. Finally this can create ecological balance in the human body. The natural and ecological feature is a new type of treatment which consists of therapy, recovery and good health.

Kolon hidroterapinin kullanıldığı rahatsızlıklar: 


1. Barsak kaynaklı hastalıklar

  • Kronik kabızlık
  • Gaz
  • Kronik ishal
  • Atonik kolon
  • İrritabıl kolon hastalığı

2.Barsakların toksin birikimi sonucu oluşan hastalıklar

  • Kronik poliartrit, romatizmal hastalıklar
  • Alerjik rahatsızlıklar
  • Kronik cilt rahatsızlıklarında: Akne, egzama, ciltte meydana gelen dökündü, sedef ve kaşıntı
  • Migren
  • Kronik baş ağrıları
  • Kronik prostata enfeksiyonu
  • Astım
  • Zehirlenmeler
  • Böbrek rahatsızlığı ve taş oluşumu

3.Barsakları muayene etmek maksadıyla:

  • Koloskopiye hazırlamak
  • Kontrast madde ile kolonu görüntüleme öncesi
  • Rektoskopi öncesi
  • Sigmoidoskopi öncesi

Kolon hidroterapinin uygulanamayacağı durumlar (kontr-endikasyonları) nelerdir?

Genç ya da yaşlı, erkek ya da kadın, sağlıklı ya da acı çeken kolon hidroterapi, hayatın her kesiminden hemen hemen herkes içindir. Ancak tedavinin önerilmediği bazı durumlar vardır. Kolon hidroterapi almamaları tavsiye edilen birkaç kişi var. Yaygın örnekler:

  • Kontrolsüz yüksek tansiyon
  • Ağır hemoroidler
  • Şiddetli anemi
  • Rektal kanama
  • Kalp hastalıklarında (Kalp yetersizliğinde, İleri derecede kalp ritim bozukluğu)
  • Boğulmuş karın veya kasık fıtığı
  • Anal Çatlaklar veya fistüller
  • Böbrek yetmezliği / yetersizliği
  • Barsak veya rektum kanseri
  • Hirschsprung hastalığı (Megakolon) and İnce Barsak Tıkanıklığı (İleus)
  • Karaciğer hastalıklarında (Sirozda)
  • Aktif İnflamatuvar Barsak Hastalıklarında (Ülseratif Kolit, Crohn hastalığı, Divertikülit)
  • Yeni cerrahi sonrası (Üzerinden 6 ay geçmemiş barsak ameliyatları)
  • Gastrointestinal kanama / perforasyon
  • Spinal hasarlar özellikle otonomik disrefleksi riski sebebiyle T6 üzerinde olanlar.  
  • Hamilelik
  • Steroid ve diüretik kullananlarda
  • 15 yaşın altındaki çocuklar yapılmamalıdır ayrıca 15-18 yaş grubunda ailerinin gözetiminde yapılmalıdır.

Kolon hidroterapinin bilenen yan etkileri yoktur.

KOLON HİDROTERAPİ HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR


İlk başta kolon hidroterapi konusunda biraz endişeli olmak tamamen normaldir ve doğal olarak tedaviyle ilgili bazı sorularınız olacaktır. Terapistiniz tedaviye yeni başlayan insanlarla çok fazla deneyime sahiptir ve sahip olduğunuz endişeleriniz hakkında sizinle konuşmaktan mutluluk duyacaktır.


Sıkça Sorulan Sorular


img